Uzayda Zaman Bükülmesi

Birçok bilim insanına göre zaman sabitti ama Einstein zamanın göreceli olduğunu ve uzaydaki hızımıza göre değişebileceğini ortaya attı.

Uzayda Zaman Bükülmesi 

Uzayda Zaman Kavramı 

Işık cisimlere çarpıp yansıyor ve bu yansıma bizim görmemizi sağlıyor. Bu görme işlemi çok hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Bu görme sürecinin aşamaları olduğu gibi bir hızı da var adı ise: ışık hızı. Işık hızı 299 km/sn'dir. Işık saniyede yaklaşık 300 bin km yol alır. Işığın hızı yüksek teknoloji kameralar sayesinde kaydedilmiştir. Yıldırım oluştuğunda ilk önce ışığının gelmesi sonra ise sesin duyulmasının sebebi ışığın sesten daha hızlı olmasıdır. Ancak ne kadar hızlı olsa da uzaydaki ışık kaynaklarının dünyaya ulaşması 100 binlerce yıl alabilmektedir. Güneş dünyaya en yakın yıldızdır. Dünyadan 150 milyon km uzaklıkta olan güneşin ışıklarının bize ulaşması 8 dakikadan fazla sürer. Işık bir yılda 9.5 trilyon km yol alır. Bu olağanüstü uzaklığa yani ışığın bir yılda aldığı yola bir ışık yılı denir. Yaklaşık bir değerde 10 trilyon km olarak kabul edilir. Güneş ışınları 8 dakika 44 sn de yeryüzüne ulaşır. Eğer güneş saat 14.00'da  yok olup ışığı sönerse biz güneşin söndüğünü 14.08'de hissedebiliriz. Bunun nedeni halen dünyaya ulaşmakta olan ışık demetleridir. Günümüzde yüksek teknolojiye sahip büyük teleskoplarla uzay incelenmektedir. Güneş ışığının bize ulaşması zaman aldığı gibi yıldızlarının galaksilerin ışıklarının da bize ulaşması zaman almaktadır. Uzay araştırmalarında uzayın geçmiş hali gözlenmektedir. Belki de o an yok olmuş ve o an orada olmayan yıldızları gözlemliyoruz. Dünyaya güneşin uzaklığı kadar uzak olan gezegenden dünyayı izlersek dünyanın 8 dakika önceki halini görmüş oluruz. Yani geçmişi görmüş oluyoruz. 2018 yılında dünyaya 100 ışık yılı uzaklıkta olan gezegenden dünya gözlemlenebilseydi dünyanın 1918 tarihine ait görüntüleri görülebilir. Tabi bu uzaklıktaki gezegenin görüntülenebilmesi ileri bir teknoloji gerektirir. Dünya tarihinde yaşamış olaylar ışık sayesinde görüntü haliyle uzay boşluğunda ilerlemeye devam ediyor. Geçmişimiz görüntü şeklinde yaşamaya devam ediyor. Bu etkileyici bir gerçek. Bilimsel araştırmalar tarafından bulunan bu gerçekler güncel araştırmacılar tarafından zenginleşmeye devam ediyor.

Uzayda zaman bükülmesi

Birçok bilim insanına göre zaman sabitti ama Einstein zamanın göreceli olduğunu ve uzaydaki hızımıza göre değişebileceğini ortaya attı. Uzayda genişlik ve uzunluk gibi koordinatlarla ile bulunduğumuz yeri belirtiriz. Zaman ise başka bir yer saptama metodudur. Sadece ileri doğru hareket eder ve 4. boyuttur. Einstein uzay ve zaman ile ilgili çalışmalarına görelilik adını verdi. Newton'a göre gezegenler ve yıldızlar uzayda tek bir sıra halinde durmakta fakat Einstein bunun çok daha farklı olduğunu ve gezegenlerin yıldızların uzayı ve zamanı büyüttüğünü ortaya attı. Yani zaman kavramının sabit olmadığını ve göreceli olduğunu söyledi. Cismin hızına ve hareketine göre farklılık gösterebileceğini savundu. Buradan anlayacağımız sizin şu an yaşadığınız zaman ile benim yaşadığımın zaman birbirinden farklıdır. Dünya üzerindeki zikzak farklılıklarımızı fark edemiyoruz ama uzayda bu durum daha farklı bir şekilde meydana gelmektedir. Uzay zamanı bir pasta gibi düşünün. Pastadan dilim kesmenin farklı bir yolu olabileceği gibi uzay zamanındaki şimdi dilimini kesmenin daha farklı yolu olacaktır. Çok uzak bir galakside yaşayan bir nesne veya bir canlı ile konumunuzun aynı hizada olduğunuzu düşünün. Saatlerinizin tik takı aynı anda atacaktır. Yaşadığınız zaman dilimi birbiri ile kesişecektir ve siz aynı anı yaşıyor olacaksınız fakat o canlı hareket etmeye başlayıp dünyadan uzaklaşmaya başlarsa ne olur? Hareketin zamana etki ettiğini söylemiştik. Buna göre canlının saatinin tik takı sizin ki ile aynı olacaktır. Dolayısıyla zaman dilimlerinizi farklı bir açı ile kesecektir. Bu açı farklılığı o canlıya göre çok ufak olsa da dünya ile mesafesinden ötürü sizinle olan zaman farkı inanılmaz bir derecede farklılık gösterecektir. Bu açı farklılığı bırakın onunla aynı anı yaşamayı onun şimdiki zamanı ile siz daha doğmamış bile olabilirsiniz. İşte Einstein bahsettiği uzayda zaman bükülmesi işte tamda budur. Einstein bunun örneğini şöyle açıklıyor: İki kişi bir çarşafı gersin ve tutmaya devam etsin. Üçüncü bir kişi ise bir futbol topunu bu çarşafın üzerine bıraksın. Futbol topu kütlesi nedeni ile çarşaf aşağıya doğru bükülecektir. Şimdi ise bir portakalı çarşafın üzerine bırakalım. Portakal futbol topunun yarattığı çöküntüye doğru hareket edecek ve orada duracaktır. İşte bu yıldızların gezegenlerin çekim kuvveti yani yer çekimidir. Şimdi çarşafın taşıyamayacağı bir kütlede bir cismi bırakalım. Çarşafın yırtıldığını göreceksiniz. İşte bu her galakside var olan ışığın çekim kuvvetinden kaçınılmadığı kara deliktir. Einstein insanlığa sunduğu bu bilgiler doğrultusunda. Bir insan ışık hızına yakın bir saatte uzayda seyahat ettiğinde bu dünyadaki 100'lerce yıla eşit olacaktır. Bu da zamanda yolculuk edilebileceğini gösteriyor. Peki ileriye gitme bu şekilde mümkün ise zamanda geri nasıl gideceğiz? Einstein bunu da kara deliklerin yapabileceğini ortaya atmıştır. Kara delikler iki ucu açık bir boru gibidir. Bir ucundan girip diğer ucundan çıkabilirsiniz. Bugünün teknolojisi ile maalesef kara delikleri tam anlamıyla açıklanabilmiş değil.

Uzayda Zaman Bükülmesi başlıklı yazımızla alakalı olan "Kara Delik Nedir?" başlıklı yazımızı buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.